Davranışsal Yaklaşım Kuramları Nelerdir ?

Cezair

Global Mod
Global Mod
Davranışsal Yaklaşım Kuramları: İnsan Davranışını Anlamak İçin Renkli Bir Yolculuk

Hadi gelin, bugün insan davranışlarını anlamak için bir yolculuğa çıkalım! Davranışsal yaklaşım kuramlarını keşfedeceğiz, ama önce biraz eğlenelim. Zira insan davranışlarını anlamaya çalışmak, bazen uzaylı bir dil öğrenmek gibidir. Hani "erkekler neden hep çözüm odaklı, kadınlar ise hep duygusal bir çerçeveden bakıyor?" diye düşünüyor musunuz? Merak etmeyin, bu yazıda hem erkeklerin stratejik yaklaşımını hem de kadınların empatik bakış açısını davranışsal kuramlarla harmanlayacağız.

Ama önce, bu kuramları biraz daha eğlenceli bir şekilde ele alalım. Çünkü insan davranışını anlamaya çalışırken, kendi davranışlarımızı anlamak en zor olanı. Neyse ki, davranışsal yaklaşım kuramları sayesinde en derin davranışsal bulmacalar çözülebilir.

Davranışsal Yaklaşım Nedir?

Davranışsal yaklaşım, insanların ve hayvanların davranışlarını, dışsal uyarıcılara ve bu uyarıcılara verdikleri tepkilere dayanarak açıklamaya çalışan bir teorik bakış açısıdır. Yani bir davranışa nasıl tepki verdiğimizi anlamaya çalışıyoruz. Fakat bu kadar basit değil! Davranışlar, ne kadar karmaşık ve çok katmanlı olsa da, öğrenilen tepkiler ve çevresel faktörlerin etkisiyle şekillenir.

Mesela birisi size bir şaka yaptığında, tepkiniz gülmek mi olur? İşte, bu durumda beyninizin gülme refleksi devreye girer çünkü geçmişte bu tarz bir durum sizi güldürmüştür. Ama diyelim ki bir insan size yanlış bir şaka yaptı ve siz hiç gülmediniz, bu da önceki öğrenmelerinizin bir sonucu.

Klasik Koşullanma (Pavlov'un Köpekleri!)

Davranışsal kuramlar arasında en ünlülerinden biri de klasik koşullanmadır. Ve evet, Pavlov’un ünlü köpek deneyinden bahsediyorum! Bu kurama göre, bir organizma, bir uyarana (örneğin bir zil sesi) doğal olarak verdiği tepkiyi, başka bir uyarana (örneğin yemek kokusu) bağlar.

Pavlov, köpeklerin zil sesi duyduklarında, yemekle ilişkilendirilmiş bu sesi duyduklarında, ağzından salya akmaya başladığını gözlemlemişti. Klasik koşullanmada, başlangıçta nötr olan bir uyarana (bu durumda zil sesi) bir doğal tepki (yemek) bağlanır, ve zamanla o nötr uyarana verilen tepki de şekillenir.

Kadınlar genelde bu kurama yakın düşer; bir duygusal bağ kurma, ilişki kurma gibi durumlar, onlar için doğal olarak pozitif bir tepkiyi tetikler. Erkeklerse biraz daha stratejik düşünürler, zil sesi ve yemek arasındaki bağı daha mantıklı bir şekilde kurar, değil mi?

Edimsel Koşullanma (Operant Conditioning): Bunu Yaparsan, Şunu Alırsın!

Bir diğer önemli davranışsal kuram ise edimsel koşullanmadır. Burada ödül ve ceza gibi dışsal faktörler, davranışların şekillenmesinde önemli bir rol oynar. Bunu biraz daha açalım: Bir kişi belirli bir davranışı sergilediğinde, bir ödül alıyorsa, o kişi bu davranışı tekrar etmeyi öğrenir. Aynı şekilde, bir davranışa karşı bir ceza verilirse, bu davranışın tekrarı engellenebilir.

Mesela, bir erkek sürekli iş yerindeki arkadaşlarına yardım eder ve her seferinde teşekkür alır. Teşekkür, onun davranışını pekiştirir ve daha fazla yardım etme eğiliminde olur. Ödüller ve cezalar, insanların davranışlarını şekillendirir. Kadınlar ise bu durumu bazen daha ilişkisel bir bakış açısıyla değerlendirirler, "Benim bu davranışımı ödüllendirmek yerine beni anlamalarını ve duygusal destek sunmalarını beklerim" diyebilirler.

Erkekler ve kadınlar arasındaki bu fark, aslında öğrenme süreçlerinin farklı olmasından kaynaklanır. Erkekler genellikle daha doğrudan ve ödül odaklı öğrenme süreçlerine eğilimlidirler, kadınlarsa empatik ve duygusal ödüllerle daha fazla motive olabilirler.

Bilişsel Davranışçı Kuram: Kafada Dönüşüm Zamanı!

Bilişsel davranışçı kuram, davranışlarımızı anlamaya çalışırken, zihinsel süreçleri de dikkate alır. Bu yaklaşım, düşüncelerimizin ve inançlarımızın davranışlarımız üzerinde nasıl etkiler yarattığını inceler. Yani davranış sadece çevresel faktörlere değil, bizim kafamızdaki düşüncelere de bağlıdır.

Mesela bir kişi, bir sosyal etkinlikte konuşma yapmak zorunda olduğunda, korkuya kapılabilir ve bu korkuyu, "Yapamam!" şeklindeki bir düşünceyle pekiştirebilir. Ancak, zamanla bu düşünceyi değiştirdiğinde, sosyal kaygısı da azalır ve daha rahat konuşmalar yapabilir.

Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımlarının bir sonucu olarak, düşünce yapılarında daha analitik bir eğilim görülürken, kadınlar ise daha duygusal ve empatik bakış açılarıyla kararlar alabilirler. "O etkinlikte ne yapmam gerektiği" yerine, "Orada nasıl daha rahat hissedebilirim?" gibi duygusal bir bakış açısına sahip olabilirler.

Sonuç: Hepimiz Birer Davranış Uzmanıyız!

Davranışsal yaklaşım kuramları, insanların nasıl öğrendiklerini, çevreye nasıl tepki verdiklerini ve kendi davranışlarını nasıl şekillendirdiklerini anlamamıza yardımcı olur. Hem erkeklerin çözüm odaklı, stratejik bakış açıları hem de kadınların empatik, ilişki odaklı yaklaşımları, bu kuramların pratikte nasıl işlediğini anlamamıza ışık tutar.

Birbirimizden çok farklı olsak da, sonunda hepimiz bir şekilde davranışsal kuramlara tabi oluyoruz. Hangi kuramı daha çok benimsediğimiz ya da hangi yönümüzün daha baskın olduğu tamamen bizim öğrenme süreçlerimize ve çevremize bağlı. O zaman, davranışlarımızı biraz daha anlamaya çalışalım. Hem de eğlenerek!