Delhiwale: Necefgarh’ın Bir Şairi | Dünya

Kendisi bir şairdir ve Necefgarh’ta yaşamaktadır, dolayısıyla ona Necefgarh şairi demek mantıklıdır. Ancak bu iddia ancak belirli bir noktaya kadar geçerlidir. Esha Rajan, Delhi şehir merkezinden uzakta bu yerde büyüdü, Necefgarh’ın galislerini ve kapılarını biliyor ve kışın orada bulunan hardal tarlalarından sevgiyle bahsediyor. Ama onun gerçek Karma Bhoomi’si, reşit olduğu yer, Delhi Üniversitesi kampüsleriydi. Esha, mezun olduğu Güney Kampüs’teki Jesus and Mary Koleji’nde ve felsefe eğitimi aldığı Kuzey Kampüs’teki Sanat Fakültesi’nde kendini daha iyi tanıdı. Bu öğleden sonra Necefgarh’da bir pazar sokağında dolaşırken, üniversitenin şiir kulübünü, Lodhi Bahçesi’ndeki açık mikrofon oturumlarını ve şair arkadaşı Aan ile akşam çayını hatırlıyor; her ikisinin de şiirlerini nasıl yüksek sesle okuduğunu, dizeleri düzelttiğini ve doğaçlama yaptığını.


Esha Rajan.

Birkaç hafta önce Esha, Eski Delhi’de bir ara sokakta gezinirken yaşlı bir adamın kağıt parçalarına bir şeyler yazdığını gördü. Analog çağdan kalma bu kadar sağlam bir görüntü onu belirli bir düşünce dizisine soktu ve onu şu şey hakkında bir şiir yazmaya teşvik etti: Telegram! Bunun ne olduğunu biliyor musun? Hiç aldınız mı? Esha değil. Şiiri bizimle paylaşmayı kabul ediyor.

Telgraf*


bir_telegram_

Düşüncelerin senfonisi

Benliğin incelikleriyle iç içe

Daha az anlatılan hikayeleri ortaya çıkaran mürekkep

_Unuttun mu_? Bir Düşünce.

Kalabalık caddelerin kakofonisinin ortasında

Kırmızı direğin beslenmesini bekliyorum

Buruşuk kahve çarşaflarının üzerinde bağlantılardan çok dik bırakılmış

Mürekkep_

Solmaya başladı

Toprak gibi aromalı, ilk yağmurun ritmiyle dans ediyor

Gelişen bir çağlayan gibi rüyaların grileri

_Eski Şehir_ insan sayısı

Kaosun müziğini yankılayan kornalarla çaprazlanmış kalabalık sokaklardan

Yaşadıkları kutuların fısıltıları!

Fısıltılar bu ışıltıyı talep ediyor, eski şehir uyuyor

_BENCE_

Telgraf mı

Tozun zarafetini soluyan, sessiz yoldaşım

El değmemiş anların kucağında bekliyorum ve izliyorum

_Usta_

Uzun zamandır kayıp olan büfeyi fırçalar

Kaşlarını kaldıran bir bakış, iç çekiyor

Belki solan bir anıyım ya da iyileşmeyen bir alevim

_Ben, telgraf_

Açıklanmayan sırların, damgalanmış duyguların yankısıyım

Şehri çevreleyen kaosta duyulmamış

Yalnız toz yalnızlığımda sevilmeyen