Haşdi Şabi'yi kim destekliyor ?

Sabrinnisa

Global Mod
Global Mod
Haşdi Şabi: Kim Destekliyor ve Neden?

Bugün hepimizin bildiği, bazılarımızın yakından takip ettiği bir konuya değinmek istiyorum: Haşdi Şabi. Eğer Irak’ın iç savaşına, Suriye’deki karmaşaya, Orta Doğu’daki mezhebi çatışmalara ilgi duyuyorsanız, bu güçle ilgili mutlaka bir şeyler duymuşsunuzdur. Ancak, Haşdi Şabi’ye dair destekçilerinin kim olduğunu ve neden bu kadar tartışmalı olduğunu anlamak çok daha zor. Kimileri onları "kahraman" olarak tanımlar, kimileri ise bir terör örgütü olarak görür. Peki, bu grup kimler tarafından ve neden destekleniyor? Bu soruyu ele alarak, Haşdi Şabi’nin tüm karmaşıklığını tartışmak istiyorum.

Haşdi Şabi'nin Yükselişi ve Destekçileri

Haşdi Şabi, 2014’te IŞİD'in Irak’ta yükselmesiyle birlikte, hükümetin çağrısı üzerine kuruldu. Başlangıçta, Irak'ın güvenliğini sağlamak ve IŞİD'in ilerlemesini durdurmak amacıyla gönüllü milisler toplandı. Bu milisler, başlangıçta doğrudan Irak hükümetine bağlı olsalar da zamanla ciddi bir askeri güç haline geldiler. Haşdi Şabi'nin arkasındaki en güçlü destekçi, Şii politik gücü olan İran’dır. İran, Haşdi Şabi’yi sadece IŞİD’e karşı bir mücadele aracı olarak görmedi, aynı zamanda Irak’taki Şii nüfusunun da güvenliğini sağlama amacını güttü. İran’ın desteği, Haşdi Şabi’yi daha da güçlendirdi, ancak aynı zamanda onu, bölgede kendi çıkarları doğrultusunda bir baskı aracı haline getirdi.

Peki, Haşdi Şabi’yi kimler destekliyor? Öncelikle, çoğunlukla Şii nüfusu tarafından destekleniyorlar. Irak’ın güneyindeki Şii nüfus, özellikle de Irak’ın dini lideri Ayetullah Ali Sistani’nin öğretilerini takip edenler, Haşdi Şabi’nin bir nevi savunucusu konumundalar. Bu destek, Haşdi Şabi’nin, yalnızca IŞİD'e karşı savaşan bir güç değil, aynı zamanda Irak’ta mezhebi dengelerin sağlanmasında rol oynayan bir aktör olarak görülmesinden kaynaklanıyor.

Ancak, Destekçilerinin Şüpheli Karakteri

Haşdi Şabi’nin destekçileri, sadece dini ya da ideolojik değil, bazen pragmatik çıkarlar doğrultusunda da bu grubu savunuyor. Bazı Bağdatlılar, Sünni nüfusun büyük bir kısmı, Haşdi Şabi’nin bölgedeki güvenliği sağlamadaki rolünü küçümsemeden, pratikte kendi çıkarlarını koruma adına destekliyorlar. Ancak burada ciddi bir paradoks yok mu? Haşdi Şabi, Sünni nüfusun üzerine bir baskı kurmuş, onları katletmiş ve yerinden etmiştir. Hangi durumda, bir milis gücünü, 'barış' getiren bir kuvvet olarak kabul edebiliriz?

Şii milis gruplarının Şii inançları uğruna bir araya gelmesinin ardında ne gibi çıkarlar var? Bu sorunun cevabı çok basit: Şii nüfusunun kendi kimliklerini ve güvenliklerini koruma güdüsü. Ancak bu kimlik savunması, tek bir mezhebi öne çıkarırken, diğer mezhepleri ya da etnik grupları dışlamaya neden oluyor. Burada iki temel soru akla geliyor:

1. Mezhebi farklılıklar üzerinden bölünmüş bir toplum, nasıl bir bütün olabilir?

2. Haşdi Şabi, bölgedeki şiddeti artıran bir aktör mü yoksa mecburi bir savunma grubu mu?

Bölgedeki Etkisi ve Savaşın Dinamikleri

Haşdi Şabi’nin bölgedeki etkisi, sadece IŞİD’le sınırlı kalmadı. İran’ın, Haşdi Şabi’yi, Suriye’deki iç savaşta da aktif bir şekilde kullanması, grubun uluslararası arenada tartışılmasına neden oldu. İran, Haşdi Şabi’yi, Suriye’deki Beşar Esad rejimini savunmak için kullandı ve bu durum, Haşdi Şabi’yi uluslararası boyutta tartışmalı hale getirdi. Özellikle Amerika ve Batı ülkelerinin, İran’a olan düşmanlıkları göz önüne alındığında, Haşdi Şabi’yi sadece bir yerel askeri güç olarak görmekten öte, İran’ın Orta Doğu'daki egemenliğini artırma çabası olarak da değerlendirmek mümkün.

Peki, Haşdi Şabi'nin bu stratejik rolü, Irak’taki halk arasında nasıl bir etki yaratıyor? Bir yanda Haşdi Şabi'nin Şii nüfusu koruyan bir 'kahraman' olarak görülmesi, diğer yanda Sünni halkın, Haşdi Şabi’yi mezhebi baskı ve ayrımcılıkla özdeşleştirmesi, toplumun büyük bir kesimini çatışmaya itiyor.

Kadınların ve Erkeklerin Farklı Bakış Açıları

Bölgedeki çatışmalara dair erkeklerin ve kadınların perspektifleri arasında önemli farklar bulunabilir. Erkekler, genellikle stratejik bir bakış açısıyla, Haşdi Şabi’nin askeri başarılarını ve bölgedeki güvenlik rolünü değerlendiriyorlar. Onlar için bu güç, somut bir güvenlik aracı olarak, IŞİD gibi örgütlere karşı mücadelede önemli bir unsur.

Kadınlar ise daha empatik ve insani bir bakış açısıyla, Haşdi Şabi’nin yarattığı tahribatı sorguluyor. Onlar için, Haşdi Şabi’nin varlığı, sadece erkeklerin veya milislerin değil, kadınların da hayatını zorlaştıran bir unsur. Kadınların en çok etkilendiği alan, zorla yerinden edilme, mültecilik ve kayıplar. Kadınlar, Haşdi Şabi’nin halk arasında yarattığı korkuyu, kaygıyı ve ayrımcılığı daha derinlemesine hissediyorlar.

Sonuçta: Haşdi Şabi Hangi Güçlerin Oyuncağı?

Sonuç olarak, Haşdi Şabi’nin destekçileri, sadece bir ideolojiye sahip olanlar değil, aynı zamanda çıkarlar doğrultusunda hareket eden birçok aktör. İran’ın bölgedeki etkisi, Haşdi Şabi’nin ulusal ve uluslararası rolünü şekillendiriyor, ancak bu durum, onu hem yerel halkın hem de uluslararası kamuoyunun gözünde oldukça tartışmalı bir güç haline getiriyor.

Haşdi Şabi’nin destekçilerinin kim olduğuna dair daha fazla tartışmaya girmemiz gerekebilir. Ancak şu soruyu akıldan çıkarmamalıyız: Haşdi Şabi’nin varlığı, bölgenin uzun vadeli güvenliği için gerçek bir çözüm mü? Yoksa sadece geçici bir denge sağlayan, ama nihayetinde daha büyük bir krizin tohumlarını atan bir yapım aracı mı?

Tartışmaya Açık Sorular:

1. Haşdi Şabi, sadece Şii nüfusun güvenliğini sağlamakla mı sınırlı kalmalı, yoksa tüm Irak halkı için bir barış gücü olmalı mı?

2. İran’ın etkisi, Haşdi Şabi’nin bağımsızlığını ve meşruiyetini ne kadar zedeliyor?

3. Haşdi Şabi’nin yarattığı mezhebi ayrımcılığın gelecekteki Irak’ta bir "barış" yaratması mümkün mü?

İşte burada bir sorum var: Haşdi Şabi’nin halkı koruma misyonu, onu katılımcı bir güce mi dönüştürüyor, yoksa yalnızca bir mezhebi savunma gücüne mi indiriyor?