Tutunamayanlar Post Modern Mi ?

Fakiye

Global Mod
Global Mod
Tutunamayanlar Post Modern Mi?

Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen "Tutunamayanlar" (1972), yazar Oğuz Atay tarafından kaleme alınmış bir başyapıt olarak karşımıza çıkar. Roman, edebiyat dünyasında hem tematik hem de yapısal açıdan önemli bir yere sahiptir. Oğuz Atay, bu eseriyle yalnızca dönemin ruhunu yansıtmakla kalmaz, aynı zamanda postmodernizmin izlerini de bünyesinde barındırır. Bu yazıda, "Tutunamayanlar"ın postmodern bir eser olup olmadığı sorusunu ele alacak ve bu soruya dair bazı açılımlar yapacağız.

Postmodernizm Nedir?

Postmodernizm, 20. yüzyılın ortalarından itibaren sanat, edebiyat, mimarlık ve kültür teorisinde önemli bir yer tutan bir akımdır. Modernizmin mutlak hakikat, evrensel değerler ve lineer tarih anlayışına karşı çıkan postmodernizm, çokluk, görelilik ve metinlerarasılık gibi öğeleri öne çıkarır. Postmodern eserler, genellikle geleneksel anlatı yapılarına, dil ve biçimsel kurallara karşı çıkarak daha serbest, yer yer absürd bir yapıyı benimserler.

Tutunamayanlar'ın Yapısal Özellikleri ve Postmodernizme Bağlantısı

"Tutunamayanlar", modernizmin izlerini taşıyan bir metin olmakla birlikte, postmodernizmin de belirgin özelliklerini bünyesinde barındırır. Roman, klasik anlatı yapısına ve geleneksel zaman-mekan ilişkilerine meydan okur. Oğuz Atay, romanın yapısında kesintili bir anlatım kullanır. Hikaye, farklı karakterlerin seslerinin iç içe geçtiği, zaman dilimlerinin kaydığı bir yapıya sahiptir. Bu yapı, postmodernizmin tipik özelliklerinden olan “anlatının kırılganlığı”nı ortaya koyar. Yazar, karakterlerin içsel dünyalarını sorgularken, okuyucuya da gerçeklik algısını sorgulatır.

Bununla birlikte, romanın çok katmanlı yapısı, karakterlerin birbirinden bağımsız düşünceleri ve metinlerarasılık öğeleri de postmodernizmin belirgin işaretlerindendir. Atay, romanın içinde başka metinlere, referanslara ve yer yer ironik göndermelere yer verir. Bu tür bir metinlerarasılık, postmodern edebiyatın önemli bir özelliğidir ve klasik anlatının sınırlarını zorlar.

Tutunamayanlar’da Anlatıcı ve Perspektif Sorunu

Postmodernizmin bir diğer önemli özelliği, anlatıcının belirsizliği ve çoklu bakış açılarıdır. "Tutunamayanlar"da, anlatıcı farklı karakterlerin seslerinden beslenir. Hikaye, hem Selim Işık’ın iç monologlarına hem de Turgut Özben’in gözlemlerine dayanır. Yazar, bu çoklu anlatım biçimini kullanarak, okuyucuyu tek bir doğrultuda ilerleyen bir anlatıya hapsolmaktan kurtarır. Anlatıcıların farklı bakış açıları, metnin ne zaman gerçeklik, ne zaman hayal, ne zaman bir akıl hastalığı ürünü olduğu konusunda belirsizlik yaratır. Bu, postmodernizmin belirsizlik ve çokluk anlayışıyla örtüşen bir özelliktir.

Karakterlerin Kimlik Arayışı ve Postmodern İnsan

Tutunamayanlar, kimlik arayışının romanı olarak da nitelendirilebilir. Selim Işık’ın topluma tutunamayan, yabancılaşmış bir karakter olması, romanın merkezindeki en önemli temalardan birini oluşturur. Postmodernizm, bireyin kimlik arayışını ve toplumdan yabancılaşmasını sıkça işler. Selim Işık, toplumsal normlara uymadığı için bir anlamda dışlanmış, yalnız kalmış ve kendisini bulma sürecinde çıkmazlara saplanmıştır. Bu durum, postmodern insanın varoluşsal bir problemini ortaya koyar: Kendini tanımlamak ve bir kimlik inşa etmek giderek daha zorlaşmaktadır.

Dil ve Anlamın Sorgulanması

Postmodernizm, dilin anlam yaratma gücünü sorgular. "Tutunamayanlar"da, dilin zaman zaman çarpıtılması, anlamın bulanıklaştırılması ve kelimelerin oynadığı oyunlar, postmodern bir dil anlayışının izlerini taşır. Yazar, dilin mutlak anlamlar taşıdığına inanmaz ve dilin esnekliği üzerinden oyunlar yapar. Atay, karakterlerin içsel dünyalarını anlatırken, dilin anlamını kesintiye uğratır ve bazen dilin anlam üretme yeteneğini sorgular.

Romanın karakterleri de dilin gücünden sıkça şüphe duyarlar. Özellikle Turgut Özben’in Selim’in ölümünü anlamaya çalışırken yaptığı analizler, dilin insanları doğru şekilde anlatma ve anlamlandırma kapasitesine dair şüpheleri gösterir. Turgut, dilin yetersizliğini ve toplumun bireyi anlamaktaki eksikliklerini fark eder. Bu noktada, postmodernizmin dilin güvenilirliğini ve gerçekliği yaratmadaki rolünü sorgulayan bakış açısı devreye girer.

Postmodern Mizah ve Ironi

Bir diğer postmodern özellik de mizah ve ironinin rolüdür. "Tutunamayanlar", karakterlerin acılarını ve yalnızlıklarını mizahi bir dille anlatır. Bu mizah, bazen absürd, bazen ise kara bir ironidir. Postmodernizmin de sıkça kullandığı bu mizahi üslup, gerçekliğin sorgulandığı, absürd bir dünyanın parodisini yapar. Yazar, trajik olanı komik bir dille anlatmakla, okuyucunun hem güldüğü hem de düşündüğü bir alan yaratır. Bu mizah, romanın postmodern yapısının önemli bir parçasıdır.

Sonuç: Tutunamayanlar Postmodern Bir Eser Midir?

Oğuz Atay’ın "Tutunamayanlar" adlı eseri, hem modernizmin hem de postmodernizmin izlerini taşır. Roman, yapısal olarak postmodernizmin özelliklerini barındırmakla birlikte, dilin gücüne ve anlamına dair sorgulamalar yaparak okuyucuya anlamın kaybolduğunu ve her şeyin göreceli olduğunu anlatır. Anlatıcıların farklı bakış açıları, kimlik krizleri, dilin sorgulanması ve absürd mizah, "Tutunamayanlar"ın postmodern bir eser olarak kabul edilmesine olanak sağlar.

Eserdeki temel temalar, yalnızlık, yabancılaşma, kimlik arayışı ve dilin belirsizliği gibi postmodernizmin öne çıkan kavramlarıyla paralellik gösterir. Bununla birlikte, postmodernizmin mutlak gerçeklerden kaçan yapısı ve bireyi sorgulayan anlayışı, "Tutunamayanlar"da belirgin şekilde yer alır. Bu açıdan bakıldığında, "Tutunamayanlar" kesinlikle postmodern bir eser olarak değerlendirilebilir.