Aşure Ilk Kim Yaptı ?

Cezair

Global Mod
Global Mod
\Aşure İlk Kim Yaptı?\

Aşure, Türk mutfağının geleneksel ve zengin tatlarından biridir. Her yıl, Muharrem ayında özellikle Türkiye’de yapılan bu tatlı, hem dini hem de kültürel bir anlam taşır. Ancak aşurenin tarihçesi, kim tarafından ilk kez yapıldığı konusunda pek çok rivayet bulunmaktadır. Aşure, aslında sadece bir tatlı olmanın ötesinde, sosyal birlikteliği ve paylaşmayı simgeleyen bir yemektir. Peki, aşureyi ilk kim yapmıştır? Aşurenin tarihine bakıldığında, bu sorunun farklı yorumları ve teorileri bulunmaktadır.

\Aşurenin Tarihçesi ve Kökeni\

Aşure, tarihsel olarak kökeni çok eskiye dayanan bir tatlıdır. Bu tatlının kökeni, İslam öncesi döneme kadar gitmektedir. Birçok farklı rivayet aşurenin tarihini farklı şekillerde anlatmaktadır. İslam gelmeden önce, Mezopotamya’da da benzer tatlılar yapıldığı düşünülmektedir. Ancak aşurenin adı, daha çok İslam ve Hazreti Nuh’a dayandırılmaktadır.

İslam’da aşure, Hazreti Nuh’un gemisinin, tufan sonrası karaya oturmasının ardından, gemide bulunan hayvanların etinden, tahıllardan, meyvelerden ve diğer malzemelerden yapılan bir karışımdan ilham alır. Rivayete göre, Hazreti Nuh ve gemisindeki müminler, tufandan kurtulduktan sonra birbirleriyle bu karışımı paylaşmışlardır. Bu nedenle, aşure paylaşmanın ve bereketin simgesi haline gelmiştir.

\Aşureyi İlk Kim Yapmıştır?\

Aşurenin kim tarafından ilk kez yapıldığı sorusu, hem efsanevi hem de tarihsel bir sorudur. İslam mitolojisinde, aşureyi ilk olarak Hazreti Nuh’un yaptığına inanılır. Tufan sonrası hayatta kalanlar, gemideki kalan yiyecekleri bir araya getirerek aşureyi yapmışlardır. Bu, aşurenin hem bir kurtuluş yemeği hem de bir dayanışma yemeği olarak kabul edilmesine neden olmuştur.

Bir başka rivayete göre, aşureyi ilk yapan kişi, Hazreti İbrahim’in oğlu İsmail’dir. İsmail’in yaşadığı coğrafyada, bereketin simgesi olarak farklı tarife sahip tatlılar yapıldığı düşünülmektedir. Aşure, o dönemde sosyal ve dini bir ritüel olarak toplum tarafından paylaşılmıştır.

\Aşure Nerede ve Ne Zaman Yapılmaya Başlandı?\

Aşurenin, özellikle Türk mutfağında yaygın olarak yapıldığı bilinse de, aslında Orta Doğu ve Anadolu'da çok eski bir geçmişe sahiptir. İlk olarak, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Muharrem ayında yapılan bu tatlı, zamanla Anadolu halkı arasında da bir gelenek halini almıştır. Aşure, sadece dini bir anlam taşımaz, aynı zamanda toplumsal dayanışmayı simgeleyen önemli bir kültürel öge olarak yerini almıştır.

Bunun yanı sıra, aşurenin kökenleri Mezopotamya’ya da dayanır. Eski Mezopotamya’da da benzer tatlıların yapıldığına dair arkeolojik bulgular mevcuttur. Bu tatlılar, zamanla kültürlerarası etkileşimle aşureye dönüşmüş olabilir.

\Aşureyi Kimler Yapar?\

Aşure, sadece bir tatlı olmanın ötesinde, kültürel bir gelenek ve toplumsal bir simgedir. Bu nedenle aşure, yalnızca evlerde değil, aynı zamanda camilerde, hayır kurumlarında, okullarda ve derneklerde de yapılmaktadır. Geleneksel olarak, aşure yapılırken her malzeme, simgesel bir anlam taşır. Aşurenin içinde yer alan buğday, fasulye, nohut gibi malzemeler, toplumda farklı sosyal sınıfları simgeler. Ayrıca, farklı meyve ve kuruyemişlerin kullanılması, zenginlik ve bolluk anlamına gelir.

Aşurenin kimler tarafından yapıldığı sorusu, bir diğer bakış açısıyla da değerlendirilebilir. Çünkü aşure, yalnızca kadınlar tarafından yapılan bir geleneksel tatlı olarak da bilinir. Bu geleneğin kökeni, Osmanlı İmparatorluğu’na kadar gitmektedir. İmparatorlukta, evde yapılan aşureler, toplumsal bağları güçlendirmek amacıyla köylerde, mahallelerde veya aile içinde paylaşılırdı. Bugün, hala aşureyi geleneksel olarak kadınlar yapmaktadır.

\Aşure Nasıl Yapılır?\

Aşure tarifi, özellikle evlerde, bölgesel farklar gösterse de genel olarak birçok ortak malzeme kullanılır. Bunlar arasında buğday, nohut, fasulye, kuzu eti, fındık, fıstık, kuru üzüm, incir gibi malzemeler yer alır. Tarife göre, öncelikle buğday pişirilir, ardından diğer malzemeler eklenir ve karıştırılır. En son aşamada ise üzerine nar taneleri, tarçın ve şeker eklenir. Aşure, piştikten sonra soğutulur ve üzerine isteğe göre fındık, ceviz veya nar gibi garnitürler serpilerek servise sunulur.

Bu geleneksel aşure tarifi, genellikle evlerde paylaşılan bir tatlı olurken, farklı kültürel etkilerle zamanla modernize edilmiştir.

\Aşurenin Dini ve Kültürel Anlamı\

Aşure, sadece bir tatlı olmanın ötesinde, dini bir anlam da taşır. İslam kültüründe, aşure günü, Hazreti Muhammed’in torunu Hazreti Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilmesinin yıldönümüdür. Bu sebeple, aşure günü, sadece kurtuluşu ve bereketi simgeleyen bir anlam taşımaz, aynı zamanda bir hüzün günü olarak da kabul edilir. Aşure’nin yapılışı, toplumsal dayanışmanın yanı sıra, müslümanlar arasında bir araya gelmenin ve aynı acıyı paylaşmanın bir yolu haline gelmiştir.

Ayrıca, aşure, farklı kültürlerde ve topluluklarda farklı adlarla anılmaktadır. Örneğin, Arap dünyasında bu tatlı "Haleem" olarak bilinirken, bazı Orta Asya ülkelerinde farklı malzemelerle yapılan benzer tatlılar vardır.

\Sonuç\

Aşure, tarihin derinliklerinden günümüze kadar gelen ve hem kültürel hem de dini açıdan önemli bir yeri olan bir tatlıdır. İlk kim tarafından yapıldığı sorusu, tarihi, dini ve kültürel bir karmaşıklık taşımaktadır. Hazreti Nuh’un gemisinin sonrası hayatta kalanlar tarafından yapıldığı rivayetinden, Osmanlı dönemine kadar pek çok farklı anlatım mevcuttur. Ancak aşure, yalnızca bir tatlı olmanın ötesinde, sosyal paylaşımı, dayanışmayı ve bir arada olmayı simgeler. Hem inançlar hem de gelenekler açısından taşıdığı anlamlarla, her yıl Muharrem ayında, insanları bir araya getiren önemli bir kültürel ögedir.